• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.12)
dinle küçük adam - wilhelm reich
wilhelm reich'ın, deyimleşmiş "küçük adam"a seslenişi, bilimsel değil, insanca bir belgedir. 1946 yazında, yayımlanma amacı olmadan, orgon enstitüsü'nün arşivi için yazılmıştır. uzun yaşam ve acı deneyimlerinden damıtılan, kendi gerçek gereksinimlerinden bilincine varmaları ve artık zalimce kendi kendilerini mahvetmekten vazgeçmeleri için, insanlara yöneltilmiş sarsıcı bir çağrıdır.

dinle küçük adam, insana doğru yapılan yolculuğun kitabıdır. wilhelm reich, insan doğasının varoluşunu anlama/anlamlandırmaya kapı aralarken; yaşanılan ortamın biçimleyiciliği karşısında gözlenenlerin, deneyimlerin aktarımını önceler. gösterirken düşündürür, olagelenlerin insan ruhunda açtığı yaraların neden/niçinlerine de baktırır.


  1. öncelikle (bkz: youreads eşzamanlı kitap okumaları)

    wilhelm reich'in oldukça net ve sert bir üsluple kaleme aldığı bu kitap bana yakın zamanda okuduğum yine bir "beyaz adam" eleştirisi olan göğü delen adam'ı hatırlattı.

    kitabı tam olarak sindiremediğimi söyleyebilirim. sanırım bunun sebebi de kitap karşısında biraz yetersiz kalmamdı. reich'in kitap boyu refere ettiği tarihi olaylar ve kişiler hakkında yeterince bilgi sahibi değildim mesela. bu yüzden birkaç yıl sonra tekrar okumayı planlıyorum.

    kitap boyunca hitap edilen küçük adamın bir profilini oluşturmakta hiç zorlanmıyoruz. çünkü küçük adamlar etrafımızı sarmış durumda ve daha da kötüsü çoğu zaman biz de küçük adamız. kitap aslında kendimize dönüp eleştirmeye başlamak için güzel bir kapı aralıyor bize. oturduğumuz yerden savaş büyükleriyle gurur duyan, her gün aynı gazeteleri okuyup ona inanan ve düşünceklerimizin bu şekilde sınırlandırılmasına izin veren, duygusal olarak inanıp savunduğumuz şeylere mantıksal açıdan yaklanaşan herkesi yalnızlaştırıp sindiren biz değil miyiz? kitabın benim için en önemli noktalarından biri de milliyetçiliğe getirdiği eleştiri oldu. milliyetçilik derken karikatürize edilmiş bir turancılıktan bahsetmiyorum ama. en ufak milli hassasiyet, ideolojilere, kişilere, toprak parçalarına duyulan duygusal bağlılıktan bahsediyorum.

    yine kitap boyu aklıma takılan bir soru ise "iyi de bu büyük adam kim, neden ve nasıl kendini büyük olarak konumlandırabildi?" oldu. ama sanırım bu soruyu bir süre askıya alıp kitabı okumak daha iyi olur. zaten sonuçta dayak yemiş gibi oluyoruz ve bir süreliğine bu soru önemini kaybediyor. çünkü elimizde üstüne düşünmemiz gereken bir dolu problem kalıyor.